Debian Türkiye Forumları‘nda Sevgili Ozmo‘nun açtığı konuyu okuyarak öğrendim. Dostlarımız, günde her biri yaklaşık 1500-2000 arası hasta bakan 4 ayrı hastane, 2 tıp merkezi, 1 kreş ve 3 diyaliz merkezini tamamen GNU/Linuxlaştırmışlar ve platformda tek bir Microsoft ürünü bırakmamışlar. Bu çok hoş çalışmayı, buradan da okuyup öğrenebilesiniz istediğim için, söz konusu uygulamaya ilişkin olarak medium.com adresinde yazılan yazıyı, buraya aktarmak istedim. Sistem admini Yuri Korolyov imzasıyla yayımlanan yazı, aynen şöyle: “Yaklaşık 4 aydır üzerinde çalıştığımız projeyi nihayet tamamladık. Günde her biri yaklaşık 1500–2000 arası hasta bakan 4 ayrı hastane 2 tıp merkezi 1 kreş 3 diyaliz merkezini nasıl tamamen Linuxlaştırdık anlatıyorum.
Evvela hastanede en büyük problem, Otomasyon Linux’da çalışan bir otomasyonu kodlamak kolay değil. Kodlasak bile güncelleme dağıtmak çok zor, yaklaşık 2000 tane client var, muhteşem bir ağ trafiği demek. Hepsinden önce switchleri yeniledik ve kabloları elden geçirdik. Yeni HP G9 ve beraberinde storage olarak 3par aldık. Ve alt yapıyı oturttuk.
Hastaneler arası güçlü bir internet hattı kurduk, Diğer lokasyonlar ana merkeze vpn ağı ile dahil oldu buraya kadar sıkıntı yok.
Otomasyona gelince otomasyonu bir program olarak değil tamamen web arayüzüne döktük. Güncelleme dağıtmak yok her bağlanışta güncel haline bağlanıyor olunacaktı.
Bir diğer büyük sorun ise radyolojiydi. Çekilen MR, CR, CT’ler nasıl görüncekti derken İsviçreli bir firma ile anlaştık yaklaşık 160 bin euroya mal oldu. Zaten pacs için bir programa ihtiyacımız vardı mevcut sistem her yıl şişiyor yeterli süre arşivleyemiyorduk. Sistem Windows’ta explorer ile sıkıntısız çalışıyordu. Web üzerinden ister dışarıdan ister içerden liteview bir tarayıcı eklentisiyle tarayıcı üzerinden her türlü görüntü rahatça incelenebilir hale geldi.
Office kısmına gelince geçtiğimiz sene Microsofttan fiyat almıştık 1500 client için öyle bir fiyat verdiler ki sanırsınız Microsoft’un hisselerini alıyoruz. Fiyatı yönetime sunmadan, ben reddetmiştim ve beraberinde Libre Office’e tamamen geçmiştik.
“Libre Office, nadirde olsa sıkıntı çıkartıp özellikle excel tipi dosyalarda veri kaybına uğrattı. Çözümü yedekten geri dönmek ya da bir kaç küçük IT numarasıyla çözebiliyoruz, bu, çok büyük sorunlar teşkil etmedi.”
Gelelim hakiki soruna en büyük problem eski hasta verilerini yeni sisteme nasıl aktaracaktık uyum sağlayacakmıydı? Bunun için Rusya’dan iki eski dostu çağırmam yeterli oldu bir gecede hallettiler ve son bir yıllık veriyi yeni sisteme uyumlu hale getirdiler.
Mail sistemi ise zaten Smarter Mail kullanılıyordu Windows’da Thunderbird üzerinden kullanıyorduk. Aynı şekilde devam ettik.
Her şeyin üstesinden geldik lisanslı tek bir Microsoft ürünü kalmadı elimizde.
Ama tabi ki en büyük sorunu clientlerda yaşadık meşhur yavru ördek sendromunu yaşadılar alışmaları adapte olmaları 1,5 ay aldı. Tabi IT departmanıda yıllarca Windows üzerinde tecrübe kazandılar onlarda yavaş yavaş uzman olmaya doğru gidiyorlar sorunları daha hızlı çözer hale geliyorlar.
Sonuç;
-2000 client Windows ve Office lisansı derdinden kurtulduk.
-Cryptolocker ve tarzı virüslerden korkumuz yok işlemiyor bize. Anti Virüs lisans derdinden kurtulduk.
-Çöken bozulan bilgisayarlara müdahale etmek çok daha kolay oldu clientlerda veri tutulmuyor driver kurma bulma derdide yok otomasyon zaten tarayıcı üzerinden dakikalar içinde çözülüyor.
Olay böyle aşağı yukarı sorunuz olursa çekinmeden paslayın.
Ben İstanbul’dan ayrılıp tatile çıkalı 2 gün oldu, şu an Greyhound’un Utah seferini yapan otobüsteyim, sevgilimin yanına dönüyorum Ciao.
Opps! Sudo make me a sandwich
Yuri Korolyov
Sistemus Adminus.”
İşte bu! Olmayacak şey değil. Gerekli olanlar: özgür olma (zihnen), bağımsız düşünebilme, cesaret ve azim.
Çok güzel bir paylaşım teşekkürler filozof. 🙂