Tag Archives | GNU GPL

GNU Unifont 11.0.01 duyuruldu

GNU projesinin bir parçası olan GNU Unifont’un 11.0.01 sürümü, Paul Hardy tarafından duyuruldu. Bu önemli sürümün, 5 Haziran 2018’de Unicode Konsorsiyum tarafından yayınlanan Unicode 11.0.0’ı desteklediğini belirten Hardy; yazılımın, GNU/Linux sistemlerde konsol modunda GNU APL kullanmak için özel bir PSF yazı tipi içerdiğini hatırlattı. Resmi bir GNU paketi olan GNU Unifont; her karakter için tek bir glif sağlıyor. 1998’de Unicode’un ilk sürümünden yedi yıl sonra, hâlâ tüm Unicode karakterleri görüntüleyebilecek bir yazı tipi bulunmadığı bir ortamda, Roman Czyborra tarafından geliştirilen Unifont,  herhangi bir metin düzenleyicisiyle düzenlenebiliyor. Unicode yazı tiplerini ve araçlarını ihtiyaç duyanlar için yayınlayan Unifoundry.com tarafından da dağıtılan GNU Unifont; GNU Genel Kamu Lisansı (GNU GPL) koşulları altında yayımlanmaktadır. GNU Unifont 11.0.01 hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için sürüm duyurusunu inceleyebilirsiniz.

Continue Reading →

GNU Unifont 11.0.01 edinmek için aşağıdaki linklerden yararlanabilirsiniz.

0

Vim 8.1 duyuruldu

Unix’te yıllardır kullanılan Vi metin editöründen Bram Moolenaar tarafından geliştirilen ve ilk olarak 1991 yılında yayınlanan metin editörü Vim‘in 8.1 sürümü, Bram Moolenaar tarafından duyuruldu. 8.0’dan bu yana birkaç yeni özellik eklenen yeni sürümün küçük bir hata düzeltme sürümü olduğunu söyleyen Moolenaar; sürümde, Vim penceresinde bir terminalin çalıştırılması için destek sağlandığını ifade etti. Bilgisayar programlarının kod yazılımında yaygın olarak kullanılmakla beraber, konsolda genel amaçlı metin editörü olarak da kullanılabilen Vim’in masaüstünde kullanılan grafik tabanlı GVim adlı bir versiyonu da vardır. Vim’de, Vi’de olduğu gibi, temelde menü veya tıklanabilecek bir simge yoktur. Ama istendiği takdirde komut girerek grafik moduna yani GVim’e geçiş yapılabilir. Başlangıçta Amiga için çıkarılmış olan Vim, bugün çoklu platform desteği sağlamaktadır. GNU GPL lisansı ile yayınlanan özgür ve açık kaynak yazılım olan Vim’e maddi destek vermek isteyenlerin, desteğini, Uganda’daki ihtiyaç sahibi çocuklara yapması istenmektedir. Vim 8.1 hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için sürüm duyurusunu inceleyebilirsiniz.

Continue Reading →

Vim 8.1 edinmek için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.

0

Üniversitede Çalışmanız Durumunda Özgür Yazılımın Yayınlanması

Özgür Yazılım Hareketi’nde, bilgisayar kullanıcılarının kullandıkları yazılımı değiştirme ve yeniden dağıtma özgürlüğüne sahip olmaları gerektiğine inanmaktayız. Özgür yazılımdaki “özgür” (çn. “free”) ifadesi özgürlüğe atıf yapmaktadır: Kullanıcıların, yazılımı çalıştırma, değiştirme ve yeniden dağıtma özgürlüğünün olduğu anlamına gelmektedir. Özgür yazılım insanlığın ortak bilgi birikimine katkıda bulunurken, özgür olmayan yazılım buna katkıda bulunmaz. Bu nedenle üniversiteler, bilim adamlarını ve burslu öğrencilerini çalışmalarını yayınlamaları konusunda yüreklendirdikleri gibi, insanlığın ortak bilgi birikiminin gelişmesi için özgür yazılımı da yüreklendirmelidir.

Continue Reading →

Ne yazık ki, üniversite yöneticileri, yazılıma (ve bilime) karşı tutucu bir yaklaşıma sahiptir; programları gelir kaynağı olarak görmekte, insanlığın ortak bilgi birikimine katkıda bulunacak fırsatlar olarak görmemektedirler. Özgür yazılım geliştiricileri, hemen hemen 20 yıldır bu eğilimle mücadele etmektedir.

1984 yılında GNU işletim sistemini geliştirmeye başladığında, yaptığım ilk şey, MIT’deki görevimi bırakmaktı. Bunu özellikle, MIT lisans ofisinin GNU’yu özgür yazılım olarak yayınlamamı engellememesi için yaptım. Değişiklik yapılmış tüm sürümlerin özgür yazılım olmasını sağlayan GNU’da programların lisanslanması için bir yaklaşım planladım, bu GNU Genel Kamu Lisansına (GNU GPL) evrilen bir yaklaşımdır ve kullanmama izin vermeleri için MIT yönetiminden ricada bulunmak zorunda kalmak istemiyordum.

Yıllar geçtikçe, yazılımı yalnızca satılacak bir şey olarak gören yöneticilerle nasıl başa çıkılacağına ilişkin öneriler için, üniversite üyeleri, sıklıkla Özgür Yazılım Vakfı’na geldiler. Özel olarak finansmanı sağlanan projeler için bile iyi bir yöntem, çalışmalarınızın, GNU GPL altında yayınlanan mevcut bir programı esas almasıdır. O zaman yöneticilere şunu söyleyebilirsiniz: “GNU GPL altında olmadığı takdirde değiştirilmiş sürümü yayınlamamıza izin verilmemektedir, başka herhangi bir yol, telif hakkı ihlali olacaktır.” Dolar işaretleri gözlerinden silindikten sonra, genel olarak bunu özgür yazılım olarak yayınlamaya razı olacaklardır.

Ayrıca finans sponsorunuzdan da yardım isteyebilirsiniz. NYU’daki bir grup, Amerikan Hava Kuvvetleri’nden destekle GNU Ada Derleyicisini geliştirdiğinde, sözleşme, çalışmanın sonucunda ortaya çıkan kodun, Özgür Yazılım Vakfı’na bağışlanmasını gerektirmiştir. Düzenlemeyi ilk olarak sponsorla çalışın, daha sonra kibar bir şekilde, üniversite yönetimine, yeniden pazarlığa açık olmadığınızı gösterin. Üniversite yönetimi, sözleşmesiz olmasındansa, özgür yazılım geliştirmek için sözleşmeli çalışmayı tercih eder, bu nedenle, muhtemelen devam edeceklerdir.

Ne yaparsanız yapın, hususu erken ele alın, kesinlikle programın yarısı bitmeden önce ele alın. Bu noktada, üniversitenin size hala ihtiyacı vardır, böylece sert oynayabilirsiniz: Yazılımın özgür yazılım olması konusunda (ve sizin özgür yazılım lisansı tercihiniz konusunda) fikir birliğine varmışlarsa, yönetime programı bitireceğinizi, kullanılabilir hale getireceğinizi söyleyin. Aksi takdirde bu konu üzerine, hakkında bir makale yazmaya yetecek kadar çalışacaksınız ve yayınlamaya yetecek kadar iyi bir sürümü asla oluşturamayacaksınız. Yöneticiler, tercihlerinin, üniversiteye kredi sağlayan özgür bir yazılım paketi olduğunu bildiklerinde, genellikle ilk söz edileni seçeceklerdir.

Üniversitelerin hepsinin tutucu politikaları yoktur. Ön tanımlı olarak, Teksas Üniversitesi, geliştirilen tüm yazılımlarının, GNU Genel Kamu Lisansı altında özgür yazılım olarak yayınlanması politikasına sahiptir. Brezilya’daki üniversiteler ve Hindistan Haydarabat’taki Hindistan Bilgi Teknoloji Enstitüsü, GPL altında yazılımın yayılmasına ilişkin politikalara sahiptir. İlk olarak fakülte desteği geliştirilerek, üniversitenizde bu gibi bir politikayı kurabilirsiniz. Bu konuyu, ilkelerden biri olarak sunun: üniversite insanlığın ortak bilgi birikimini geliştirme görevine sahip midir ya da tek amacı kendi varlığını sürdürmek midir?

Hangi yaklaşımı kullanırsanız kullanın Özgür Yazılım Hareketi’nde yaptığımız gibi kararlılığı ve etik bir perspektifi benimsemenize yardımcı olur. Toplumsal etik anlayışı içinde davranmak için yazılım, tüm toplum için, özgürlükte olduğu gibi, özgür olmalıdır.

Birçok özgür yazılım geliştiricisi, bunu yapmalarının uygulamaya yönelik pratik nedenlerini itiraf etmektedir: yazılımı daha güçlü ve güvenilir hale getirmek için bir yol olarak diğerleriyle yazılımı paylaşma ve onlara değiştirme izni vermeye taraftardırlar. Bu değerler, özgür yazılım geliştirmek için sizi yüreklendiriyorsa, katkınız için teşekkür ederiz. Ancak üniversite yöneticileri, programı özgür olmayan hale getirmeniz için sizi kandırmaya çalıştıklarında, bu değerler size sağlam bir dayanak olmayacaktır.

Örneğin, size şunu söyleyebilirler “Alabileceğimiz tüm parayla, bunu daha bile güçlü ve güvenilir ” Bu ifade, sonunda doğru çıkmayabilir ancak bunu çürütmek zordur. “yalnızca akademik kullanım için ücretsiz” şeklinde sunmak için bir lisans önerebilirler, bu da halka, özgürlüğü hak etmediklerini söyler ve bunun akademik işbirliğini sağlayacağını iddia ederler ve ihtiyaç duyduğunuz tek şeyin bu olduğunu söylerler.

Faydacı değerlerden başlarsanız, bu çıkışsız önerileri reddetmek için iyi bir neden sunmanız zordur ancak dayanağınızın temeli etik ve politik değerler olursa, bunu kolayca başarabilirsiniz. Kullanıcıların özgürlüğüne mal olacak şekilde bir programın güçlü ve güvenilir kılınmasının iyi tarafı nedir? Üniversitelerin dışında olduğu kadar içinde de özgürlük uygulanmamalı mıdır? Özgürlük ve toplum hedefleriniz arasındaysa, yanıtlar açıktır. Özgür yazılım kullanıcıların özgürlüğüne saygı duyarken, özgür olmayan yazılım bu özgürlüğü yadsır.

Hiçbir şey sizin kararınızı, toplumun özgürlüğünün sizlere bağlı olduğunu bilmek kadar güçlendiremez.

gnu.org

Devamı için Richard M. Stallman’ın Özgür Yazılım, Özgür Toplum adlı kitabını inceleyiniz.

0

GNU Unifont 10.0.04 duyuruldu

GNU projesinin bir parçası olan GNU Unifont’un 10.0.04 sürümü, Paul Hardy tarafından duyuruldu. Unicode 10.0 Basic Mulitlingual Plane’i (BMP) tam olarak bünyesine katmış bulunan yazılımda, Unifontpic yardımcı programına “-P” bayrağı eklendiği belirtiliyor. Resmi bir GNU paketi olan GNU Unifont; her karakter için tek bir glif sağlıyor. 1998’de Unicode’un ilk sürümünden yedi yıl sonra, hâlâ tüm Unicode karakterleri görüntüleyebilecek bir yazı tipi bulunmadığı bir ortamda, Roman Czyborra tarafından geliştirilen Unifont,  herhangi bir metin düzenleyicisiyle düzenlenebiliyor. Unicode yazı tiplerini ve araçlarını ihtiyaç duyanlar için yayınlayan Unifoundry.com tarafından da dağıtılan GNU Unifont; GNU Genel Kamu Lisansı (GNU GPL) koşulları altında yayımlanmaktadır. GNU Unifont 10.0.04 hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için sürüm duyurusunu inceleyebilirsiniz.

Continue Reading →

GNU Unifont 10.0.04 edinmek için aşağıdaki linklerden yararlanabilirsiniz.

0

The BSD License Problem

See “How to choose a license for your own work” for general recommendations about choosing a license for your work. The two major categories of free software license are copyleft and non-copyleft. Copyleft licenses such as the GNU GPL insist that modified versions of the program must be free software as well. Non-copyleft licenses do not insist on this. We recommend copyleft, because it protects freedom for all users, but non-copylefted software can still be free software, and useful to the free software community.

Continue Reading →

There are many variants of simple non-copyleft free software licenses, such as the Expat license, FreeBSD license, X10 license, the X11 license, and the two BSD (Berkeley Software Distribution) licenses. Most of them are equivalent except for details of wording, but the license used for BSD until 1999 had a special problem: the “obnoxious BSD advertising clause”. It said that every advertisement mentioning the software must include a particular sentence:

3. All advertising materials mentioning features or use of this software
   must display the following acknowledgement:
     This product includes software developed by the University of
     California, Berkeley and its contributors.

Initially the obnoxious BSD advertising clause was used only in the Berkeley Software Distribution. That did not cause any particular problem, because including one sentence in an ad is not a great practical difficulty.

If other developers who used BSD-like licenses had copied the BSD advertising clause verbatim—including the sentence that refers to the University of California—then they would not have made the problem any bigger.

But, as you might expect, other developers did not copy the clause verbatim. They changed it, replacing “University of California” with their own institution or their own names. The result is a plethora of licenses, requiring a plethora of different sentences.

When people put many such programs together in an operating system, the result is a serious problem. Imagine if a software system required 75 different sentences, each one naming a different author or group of authors. To advertise that, you would need a full-page ad.

This might seem like extrapolation ad absurdum, but it is actual fact. In a 1997 version of NetBSD, I counted 75 of these sentences. (Fortunately NetBSD has decided to stop adding them, and to remove those it could.)

To address this problem, in my “spare time” I talk with developers who have used BSD-style licenses, asking them if they would please remove the advertising clause. Around 1996 I spoke with the developers of FreeBSD about this, and they decided to remove the advertising clause from all of their own code. In May 1998 the developers of Flick, at the University of Utah, removed this clause.

Dean Hal Varian at the University of California took up the cause, and championed it with the administration. In June 1999, after two years of discussions, the University of California removed this clause from the license of BSD.

Thus, there is now a new BSD license which does not contain the advertising clause. Unfortunately, this does not eliminate the legacy of the advertising clause: similar clauses are still present in the licenses of many packages which are not part of BSD. The change in license for BSD has no effect on the other packages which imitated the old BSD license; only the developers who made them can change them.

But if they followed Berkeley’s lead before, maybe Berkeley’s change in policy will convince some of them to change. It’s worth asking.

So if you have a favorite package which still uses the BSD license with the advertising clause, please ask the maintainer to look at this web page, and consider making the change.

And if you want to release a program as non-copylefted free software, please don’t use the advertising clause. Thus, instead of copying the BSD license from some released package—which might still have the old version of the license in it—please use one of the other permissive licenses, such as Expat or FreeBSD.

You can also help spread awareness of the issue by not using the term “BSD-style”, and not saying “the BSD license” which implies there is only one. You see, when people refer to all non-copyleft free software licenses as “BSD-style licenses”, some new free software developer who wants to use a non-copyleft free software license might take for granted that the place to get it is from BSD. He or she might copy the license with the advertising clause, not by specific intention, just by chance.

If you would like to cite one specific example of a non-copyleft license, and you have no particular preference, please pick an example which has no particular problem. For instance, if you talk about “X11-style licenses”, you will encourage people to copy the license from X11, which avoids the advertising clause for certain, rather than take a risk by randomly choosing one of the BSD licenses.

Or you could mention the non-copyleft license which we recommend over the other non-copyleft licenses: the Apache 2.0 license, which has a clause to prevent treachery with patents.

When you want to refer specifically to one of the BSD licenses, please always state which one: the “original BSD license” or the “Modified BSD license”.


Later a third BSD license variant was introduced, with only the first two of the original BSD license’s four clauses. We call it the “FreeBSD license.” It is a lax, noncopyleft free license, compatible with the GNU GPL, much like the modified BSD license.

gnu.org

0

Açık Kaynak, niçin özgür yazılım noktasını kaçırıyor?

Bir yazılımı “özgür” olarak adlandırdığımızda, bunun anlamı yazılımın kullanıcının temel özgürlüklerine saygı duymasıdır: çalıştırma, anlama ve değiştirme, ve kopyaları değişiklik yaparak veya yapmayarak tekrar dağıtma özgürlüğü. Bu bir özgürlük meselesidir, ücret değil, bu yüzden “bedava bira” yerine “konuşma özgürlüğünü” akla getirmek gerekmektedir. Bu özgürlükler yaşamsal öneme sahiptir. Temeldirler, sadece birey olarak kullanıcının hatırı için değil, ayrıca toplumun hepsi için temeldirler, çünkü sosyal dayanışmayı – paylaşım ve işbirliği – geliştirmektedirler. Kültürümüz ve yaşamsal etkinliklerimiz gittikçe daha fazla sayısallaştıkça daha da önem kazanmaktadır. Sayısal ses, görüntü ve kelimelerin olduğu bir dünyada, özgür yazılım genel olarak özgürlük içi asli hale gelmektedir.

Continue Reading →


Dünyadaki onlarca milyon insan şimdi özgür yazılımı kullanmaktadır; Hindistan ve İspanya’daki bazı bölgelerindeki okullar öğrencilere özgür GNU/Linux işletim sistemi kullanmayı öğretmektedirler. Bu kullanıcıların çoğu, ne yazık ki, bu sistemi geliştirmemizdeki ve özgür yazılım topluluğunu inşa etmemizdeki etik nedenleri hiç duymamışlardır, çünkü bu sistem ve topluluk çoğunlukla “açık kaynak” olarak adlandırılmaktadır, bu kavrama özgürlüğün zar zor dile getirildiği farklı bir felsefe yüklenmiştir.

Özgür yazılım hareketi bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için 1983’ten beri kampanya yürütmektedir. 1984 yılında özgür işletim sistemi GNU’nun geliştirmesini başlattık, böylece kullanıcıların özgürlüğünü engelleyen özgür olmayan işletim sistemlerinden kaçınabilirdik. 1980’lerde, sistemin temel bir çok bileşenini geliştirdik ve GNU Genel Kamu Lisansını (GNU GPL) programın tüm kullanıcılarının özgürlüğünü koruyacak bir lisans olarak tasarladık.

Özgür yazılımın bazı kullanıcı ve geliştiricileri özgür yazılım hareketinin amaçlarına katılmadılar. 1998 yılında, özgür yazılım topluluğunun bir kısmı ayrıldı ve “açık kaynak” ismi üzerine kampanya başlattılar. Bu terim başlangıçta “özgür yazılım” terimindeki yanlış anlamayı önlemek üzere önerilmişti, ancak kısa zamanda özgür yazılım hareketindeki felsefik görüşlerden oldukça farklı görüşlerle ilişkilendirildi.

Açık kaynak destekçilerinin bir kısmı terimi “özgür yazılım için pazarlama kampanyası” olarak düşündü, bu şekilde şirket yöneticilerine, duymak istemeyecekleri doğru ve yanlış konularını gündeme getirmeden, yazılım’ın pratik yararlarına dikkat çekeceklerdi. Diğer destekçiler özgür yazılım hareketinin etik ve sosyal değerlerini açıkça redettiler. Görüşleri ne olursa olsun, açık kaynak için kampanya yürütürken, bu değerleri ne savundular ne de belirttiler. “Açık kaynak” terimi kısa sürede sadece pratik değerlere dayanan fikir ve savlarla ilişkili bir hale geldi. Bu pratik değerler arasında güçlü, güvenilir yazılım yapmak gibi şeyler vardı. Açık kaynağın çoğu destekçisi bu duruma geldi, ve aynı ilişkiyi yaptılar.

Neredeyse tüm açık kaynak yazılımlar özgür yazılımdır. İki terim neredeyse yazılımın aynı kategorisini tanımlamaktadır, ancak temel olarak farklı değerleri taban alan farklı görüşlere dayanırlar. Açık kaynak bir geliştirme yöntembilimidir, özgür yazılım bir sosyal harekettir. Özgür yazılım hareketi için, özgür yazılım etik bir zorunluluktur, çünkü sadece özgür yazılım kullanıcıların özgürlüğüne saygı duyar. Farklı olarak, açık kaynak felsefesi sadece pratik anlamda yazılım nasıl daha “iyi” yapabiliriz konusunu önemser. Özgür olmayan yazılımın eldeki pratik problem için değersiz bir çözüm olduğunu söyler. Özgür yazılım hareketi için ise, özgür olmayan yazılım bir sosyal problemdir, çözüm ise onu kullanmayı bırakmak ve özgür yazılıma geçmektir.

“Özgür yazılım” “Açık kaynak”. Eğer ikisi aynı yazılımsa, hangi ismi kullandığımızın bir önemi var mıdır? Evet, çünkü farklı kelimeler farklı fikirleri ifade ederler. Başka bir isimdeki bir özgür program bugün size aynı özgürlüğü verse de, kalıcı bir özgürlüğün oluşturulması herşeyin ötesinde önce tüm insanlara özgürlüğün değerini öğretmeye dayanır. Eğer bunu yapmakta yardımcı olmak istiyorsanız, “özgür yazılım”dan konuşmak olmazsa olmazdır.

Özgür yazılım hareketinde olan bizler açık kaynak kampını bir düşman olarak düşünmüyoruz; düşman özel mülk (özgür olmayan) yazılımdır. Ama biz insanların, bizim özgürlüğün tarafını tuttuğumuzu bilmelerini istiyoruz, bu yüzden yanlış bir şekilde açık kaynak destekçileri olarak etiketlenmeyi kabul etmiyoruz.

“Özgür Yazılım” ve “Açık Kaynak” İle İlgili Başlıca Yanlış Anlamalar

“Özgür yazılım” terimi yanlış anlamaya açıktır (Ç.N.: İngilizce’si “free software” için geçerlidir bu yanlış anlama): istenmeyen bir anlam “ücretsiz bir şekilde edinebildiğiniz yazılım” terime uyduğu gibi, ayrıca istenen anlam “kullanıcılara belirli özgürlükleri sağlayan yazılım” anlamını da vermektedir. Bu sorunu özgür yazılımın tanımını yayınlayarak, ve “bedava bira değil, özgür konuşmayı düşünün” ifadesiyle ele alıyoruz. Bu mükemmel çözüm değildir, sorunu tamamen çözemez. Kafa karıştırmayan ve doğru bir terim daha iyi olurdu, eğer başka bir problem yaratmıyorsa.

Maalesef, İngilizce’deki tüm alternatiflerin kendine özgü sorunları var. İnsanlar tarafından önerilen bir çok kelimeye baktık, ama hiçbiri çok açık bir şekilde değiştirmenin doğru bir fikir olacağı kadar “doğru” değildi. (Örneğin, bazı kapsamlarda Fransızca ve İspanyolca “libre” işe yaramaktadır, ama Hindistan’daki insanlar bu kelimeyi hiç anlamamaktadır.) “Özgür yazılım”la değiştirmek üzere önerilen her kelime bir çeşit anlamsal soruna sahip – bunların içerisinde “açık kaynak yazılım”da var.

Açık kaynak yazılımın resmi tanımı (Açık Kaynak Oluşumu tarafından yayınlanmıştır ve buraya alıntılamak için oldukça uzundur) bizim özgür yazılım ölçütlerimizden dolaylı olarak türetilmiştir. Aynı değildir; bazı açılardan daha gevşektir. Bununla beraber, pratikte bizim tanımımıza oldukça yakındır.

Ancak, “açık kaynak yazılım ifadesinin açık anlamı – ve çoğu insanın olduğunu düşündüğü anlamı – “Kaynak koda bakabilirsiniz.” Bu ölçüt özgür yazılım tanımından oldukça zayıftır, ayrıca açık kaynağın resmi tanımından da oldukça zayıftır. Özgür veya açık kaynak olmayan bir çok programı da içerir.

“Açık kaynak”ın bu açık anlamı, savunulan anlam olmadığına göre, çoğu insanın terimi yanlış anladığı sonucuna varabiliriz. Yazar Neal Stephenson’a göre “Linux ‘açık kaynak’ yazılımdır basitçe şu anlama gelir herkes kaynak kod dosyalarının kopyalarını alabilir” Bilinçli bir şekilde “resmi” tanımı redettiğini veya şüphelendiğini düşünmüyorum. Bence basitçe İngilizce dilinin alışkanlıklarını uygulayarak terim için bir anlam ortaya çıkardı. Kansas eyaleti benzer bir tanım yayınlamıştır: “Açık kaynak yazılım (OSS) kullanın. OSS kaynak kodu özgürce ve kamusal olarak elde edilebilir, her ne kadar bazı lisans anlaşmalarına bağlı olarak kod ile yapabildikleriniz değişiklik gösterse de.”

New York Times özel mülk yazılım geliştiricilerini on yıllardır uyguladığı kullanıcı beta testlerini – bazı kullanıcıların yazılımların ön sürümlerini denemesi ve güvenilir geri bildirimler vermesi – kastederek terimin anlamını esnekleştiren bir makale yayınlamıştır.

Açık kaynak destekçileri bu durumla resmi tanımlarını işaret ederek başa çıkmaya çalışmaktadır, ancak bu düzeltici yaklaşım onlar için bize göre daha az etkilidir. “Özgür yazılım” terimi (çn. İngilizcesi – “free software” Türkçe’de tek bir anlamı vardır) iki doğal anlama sahiptir, bu anlamlardan biri istenilen anlamdır, böylece eğer bir kişi “özgür konuşma, bedava bira değil” fikrini edindiğinde bir daha yanlış anlamayacaktır. Ancak “açık kaynak” terimi bir doğal anlama sahiptir, bu anlam destekçilerinin istediği anlamdan farklıdır. Bu yüzden resmi tanımı açıklamanın ve doğrulamanın kısa bir yolu yoktur. Bu karmaşayı daha da kötüleştirmektedir.

“Açık kaynak” teriminin bir başka yanlış anlaşılması “GNU GPL kullanmıyor” anlamına geldiği fikridir. Bu “özgür yazılım GPL ile kapsanmış yazılım anlamına gelir” yanlış anlaşılmasıyla birlikte görünme eğilimine sahiptir. Bunlar eşit derecede hatalıdır, çünkü GNU GPL açık kaynak lisans olarak kabul edilmektedir, ve çoğu açık kaynak lisansı özgür yazılım lisansı olarak nitelendirilmektedir.

Farklı Değerler Benzer Sonuçlara Götürebilir…Ama Her Zaman Değil

1960’lardaki radikal gruplar siyasal ayrışmalara itibar kazandırdılar; siyasal yapılır bölünüyordu çünkü stratejilerinin ayrıntılarında anlaşamıyorlardı ve ardından benzer temel hedef ve değerlere sahip olsalar da iki kardeş grup birbirini düşman olarak görüyorlardı. Sağ kanat bunu tüm solu eleştirmek için kullandı.

Bazıları özgür yazılım hareketini, açık kaynak ile anlaşmazlığını radikal grupların anlaşmazlığıyla karşılaştırma üzerinden kötülemeye çalışır. Tersine de sahipler. Biz açık kaynak kampıyla temel hedef ve değerlerden dolayı anlaşamıyoruz, ancak onların ve bizim bakış açımız çoğu durumda aynı pratik davranışa yol açmaktadır – özgür yazılım geliştirmek gibi.

Sonuç olarak, özgür yazılım hareketinden ve açık kaynak kampından insanlar yazılım geliştirme gibi pratik projeler üzerinde sıkça birlikte çalışmaktadırlar. Bu kadar farklı felsefik görüşlerin farklı insanları aynı projelere katkı sağlamaya güdülemesi dikkate değerdir. Bununla beraber, temel olarak farklı bakış açılarının tamamen farklı eylemlerle sonuçlandığı durumlar da vardır.

Açık kaynak fikri, kullanıcıların yazılımı daha güçlü ve güvenilir yapmak üzere değiştirmesi ve tekrar dağıtmasına izin verilmesidir. Ancak bu garanti edilmemektedir. Özel mülk yazılım geliştiricilerinin yeteneksiz olması gerekmez. Bazen onlar da güçlü ve güvenilir program üretebilirler, program kullanıcıların özgürlüğüne saygı göstermese de. Özgür yazılım aktivistleri ve açık kaynak heveslileri bu duruma oldukça farklı tepki gösterecektir.

Salt açık kaynak heveslisi, özgür yazılım düşüncelerinden hiç etkilenmemiş olan biri, “Bizim geliştirme modelimizi kullanmadan bu çok iyi çalışan programı yapabildiğinize şaşırdım. Bir kopya edinebilir miyim?” diyecektir. Bu tutum özgürlüğümüzü ortadan kaldıran tasarıları ödüllendirip, özgürlüğün kaybına neden olacaktır.

Özgür yazılım aktivisti ise “Programınız oldukça ilgi çekici, ancak özgürlüğü daha fazla önemsiyorum. Bu yüzden programınızı redediyorum. Bunun yerine özgür bir alternatifin geliştirildiği bir projeyi destekleyeceğim.” Eğer özgürlüğümüze değer veriyorsak, onu korumak ve savunmak için eylemeye geçeriz.

Güçlü, Güvenilir Yazılım Kötü Olabilir

Yazılımın güçlü ve güvenilir olmasını istememizin ana fikri yazılımın kullanıcılara hizmet ettiği varsayımından gelir. Eğer güçlü ve güvenilir ise, kullanıcılara daha iyi hizmet edecektir.

Ama eğer özgürlüklerine saygı duyuyorsa o zaman yazılım kullanıcılara hizmet ediyordur. Eğer yazılım kullanıcıları üzerine zincir koymak üzere tasarlandıysa ne olacaktır? Bu durumda güçlülük zincirlerin daha iyi kısıtladığı, güvenilirlik ise çıkarılmasının zorlaştığı anlamına gelecektir. Kullanıcıları gözetlemek, kullanıcıları sınırlamak, arka kapılar, ve dayatılmış yükseltmeler gibi kötü niyetli özellikler özel mülk yazılımlarda oldukça yaygındır, ve bazı açık kaynak destekçileri bu özellikleri açık kaynak programlarda da gerçekleştirmek istemektedir.

Film ve kayıt şirketlerinin baskısı altında, bireyler için yazılımlar gün geçtikçe artan şekilde kullanıcıları kısıtlamak üzere tasarlanmaktadır. Bu kötü niyetli özellik “Sayısal Kısıtlamalar Yönetimi – Digital Restrictions Management (DRM)” (DefectiveByDesign.org adresini ziyaret edin) olarak bilinmektedir ve bu özellik özgür yazılımın sağlamak istediği özgürlük ruhunun antitezidir. Sadece ruhun değil: DRM’in hedefi özgürlüğünü ayaklar altına almak olduğundan, DRM geliştiricileri DRM gerçekleştiren yazılımı değiştirmenizi oldukça zorlaştırmakta, imkansızlaştırmakta ve hatta yasadışı hale getirmektedir.

Yine de bazı açık kaynak destekçileri “açık kaynak DRM” yazılım önermişlerdir. Fikirleri şudur eğer şifrelenmiş ortama erişiminizi kısıtlamak üzere tasarlanmış programların kaynak kodunu yayınlayarak ve diğerlerinin onu değiştirmesini sağlayarak, sizin gibi kullanıcıları kısıtlamak üzere çok daha güçlü ve güvenilir bir yazılım üreteceklerdir. Bu yazılım daha sonra size değiştirme izni vermeyen aygıtlar üzerinde ulaştırılacak.

Yazılım açık kaynak olabilir, ve açık kaynak geliştirme modelini kullanabilir, ancak onu çalıştıran kullanıcının özgürlüğüne saygı duymadığı için özgür yazılım olmayacaktır. Eğer açık kaynak geliştirme modeli bu yazılımı sizi kısıtlamakta daha güçlü ve güvenilir yapmakta başarılı olursa, bu herşeyi daha da kötüleştirecektir.

Özgürlük Korkusu

Özgür yazılım hareketinden koparak açık kaynak kampını oluşturanlar için başlangıçtaki ana güdü “özgür yazılım”ın etik fikirlerinin bazılarını sıkıntılı bir duruma sokmasıdır. Bu doğrudur: özgürlük gibi etik konuları ileri sürmek, sorumluluklardan ve yarardan bahsetmek, insanlardan normalde yok sayacakları, davranışları etik mi gibi, şeyler hakkında düşünmelerini istemektir. Bu bir rahatsızlığı ortaya çıkarabilir, ve bazı insanlar basitçe zihinlerini buna kapatabilirler. Ancak bu durum bizim bu konular hakkında konuşmayı bırakmamızı gerektirmez.

Bu, her nasılsa, açık kaynak liderlerinin yapmaya karar verdiği şeydir. Etik ve özgürlük hakkında sessiz kalarak, ve bazı özgür yazılımların sadece anlık pratik yararlarından bahsederek yazılımı bazı kullanıcılara, özellikle işletmelere, daha kolay “sattıklarını” farkettiler.

Bu yöntem etkili olduğunu kanıtladı, kendi şartlarıyla. Açık kaynak söylemi çoğu işletmeyi ve bireyi özgür yazılım kullanmak ve hatta geliştirmek yönünde ikna etti, bu da topluluğumuzun genişlemesine katkı sağladı -ama sadece yüzeysel, pratik seviyede. Açık kaynak felsefesi, tamamen salt pratik değerleriyle, özgür yazılımın daha derin anlaşılmasını engellemektedir; bir çok insanı topluluğumuza getirmektedir, ama onlara savunmayı öğretmemektedir. Bu iyidir, gidebildiği kadar, ama özgürlüğün güvenliğini sağlamak için yeterli değildir. Kullanıcıları özgür yazılıma çekmek, kendi özgürlüklerini savunacak şekle kavuşturacak yolun sadece bir parçasıdır.

Yakın zamanda veya daha sonra bu kullanıcılar bazı pratik avantajlar için özel mülk yazılım kullanmayı ikna edilecektir. Sayısız firma bu tarz cazibeler sunmaktadır, hatta bazıları bedava kopyalar da sunmaktadır. Kullanıcı neden reddetsin? Sadece eğer özgür yazılımın kendisine sağladığı özgürlüğe değer vermeyi öğrendiyse, belirli bir özgür yazılımın kendisine sağladığı teknik ve pratik kolaylıktan ziyade özgürlüğe değer verdiği için. Bu fikri yaymak için, özgürlük hakkında konuşmalıyız. Belli bir miktarda işletmelere yönelik “sessiz kalma” yaklaşımı topluluk için yararlı olabilir, ama eğer özgürlük sevgisinin bir ayrıksılık olarak görülmesi yaygınlaşırsa tehlikelidir.

Bu tehlikeli durum tam olarak neye sahip olduğumuzdur.

Özel mülk eklenti yazılım ve kısımsal olarak özgür olmayan GNU/Linux dağıtımları verimli bir zemin bulmuşlardır, çünkü topluluğumuzun büyük bir kısmı yazılımlarıyla ilgili özgürlük konusunda ısrarcı değildir. Bu bir rastlantı değildir. Çoğu GNU/Linux kullanıcısı sistemle “açık kaynak” tartışmasıyla tanışmaktadır, bu tartışmada özgürlük bir amaç olarak anlatılmamaktadır. Pratikler özgürlüğü desteklememekte ve özgürlüğün hakkında konuşup elden ele geçmesine neden olmamaktadır. Bu eğilimi aşmak için, özgürlük hakkında daha az değil, daha fazla konuşmamız gerekli.

 Sonuç

Açık kaynak savunucuları yeni kullanıcıları topluluğa çektikçe, biz özgür yazılım aktivistleri özgürlük konusunu onların dikkatine çekme görevini üstlenmeliyiz. Söylememiz gerekir ki, “Bu özgür yazılımdır, ve size özgürlük sağlar!” – her zamankinden daha fazla ve daha yüksek sesle. Her “açık kaynak” yerine “özgür yazılım” dediğinizde mücadelemize yardımcı olmuş olursunuz.

Dipnotlar

Lakhani ve Wolf’un özgür yazılım geliştiricilerinin güdüsü üzerine bildirisi önemli oranda bir kesimin yazılımın özgür olması gerektiği görüşüyle güdülendiğini belirtmektedir. Bu sonuç, konuyu etik bir konu olarak ele alan görüşü desteklemeyen SourceForge üzerindeki geliştiricilerin incelendiği gerçeğine rağmendir.

Richard Stallman

gnu.org

0

Vim 8.0 duyuruldu

vim_logo_vUnix’te yıllardır kullanılan Vi metin editöründen Bram Moolenaar tarafından geliştirilen ve ilk olarak 1991 yılında yayınlanan metin editörü Vim, 8.0 sürümüne güncellendi. Bilgisayar programlarının kod yazılımında yaygın olarak kullanılmakla beraber, konsolda genel amaçlı metin editörü olarak da kullanılabilen Vim’in masaüstünde kullanılan grafik tabanlı GVim adlı bir versiyonu da vardır. Vim’de, Vi’de olduğu gibi, temelde menü veya tıklanabilecek bir simge yoktur. Ama istendiği takdirde komut girerek grafik moduna yani GVim’e geçiş yapılabilir.  Başlangıçta Amiga için çıkarılmış olan Vim, bugün çoklu platform desteği sağlamaktadır. GNU GPL lisansı ile yayınlanan özgür ve açık kaynak yazılım olan Vim’e maddi destek vermek isteyenlerin, desteğini, Uganda’daki ihtiyaç sahibi çocuklara yapması istenmektedir. Vim 8.0 hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için sürüm duyurusunu inceleyebilirsiniz.

Continue Reading →

Vim 8.0 edinmek için aşağıdaki linkten yararlanabilirsiniz.

0