Okullarda pardus kullanımının günden güne arttığı söyleniyor. Pardus kullanımını daha da artırmak için temel ihtiyaçların giderilmesinin gerektiği belirtilirken, GNU/Linux tabanlı programların ve uygulamaların yaygınlaştırılmasının gerekli olduğu vurgulanıyor. Bu nedenle, gonullu.pardus.org.tr üzerinde GNU/Linux tabanlı sistemlerde çalışan bir okul zil programı tasarladıklarını belirten Bayram Karahan; zil uygulamasının, okulun işleyişine bir düzen getirmek için ihtiyaç duyulan en temel yazılımlardan birisi olduğunu vurguladı. Bunun, okullarda, kurslarda veya düzenli giriş çıkış saatlerine ihtiyacı olan her yerde ihtiyaç görecek bir yazılım belirten Karahan; yazılımın, Pardus ve benzeri Debian tabanlı sistemlerde çalıştığını ifade etti. Bayram Karahan’ın bu konudaki duyurusunu görüntülemek üzere tıklayınız.
Tag Archives | pardus
Pardus 19 yaşında

Konsolda internet hızı öğrenme – SpeedTest
Kullandığınız internet hızının konsoldan da ölçülebilebileceğini biliyor muydunuz? Bunun için SpeedTest adlı küçük bir araca ihtiyacınız var. BSD ve GNU/Linux kullanıcıları, bu aracı temin edip, internet hızlarını kontrol edebilirler. Debian ya da Debian tabanlı başka herhangi bir dağıtım için Ubuntu, Linux Mint ya da Pardus olabilir bu; konsolu (terminali) açıp şu komutu verebilirsiniz:
# apt search speedtest
Görüldüğü gibi, komut: speedtest-cli şeklinde bir sonuç döndürdü. Bunun için, kurulumu yapmak üzere:
# apt install speedtest-cli
komutunu veriyoruz. Görüldüğü gibi kurulum işlemi kolay bir biçimde sona eriyor.
Evet, artık yazılımı kullanmaya başlayabiliriz. Artık
$ speedtest-cli
$ speedtest
komutlarından birini tercih ederek testi başlatabilirsiniz.
Görüldüğü gibi, benim indirme hızım 92,86 Mbit/s ve yükleme hızım 18,37 Mbit/s ölçülmüş. Yalnızca Ping, indirme ve yükleme hızı gibi temel kısa bilgileri de gösterebilirsiniz. Bunun için;
$ speedtest --simple
komutunu verebilirsiniz. İsterseniz bu bilgileri txt, csv, json gibi uzantılarla bir dosyaya yazdırabilirsiniz.
$ speedtest --simple --csv > /home/fortran/Masaüstü/test.txt
Yazdırdığınız dosyayı okumak için:
$ cat /home/fortran/Masaüstü/test.txt
Dahası sunucuları listelemek için:
$ speedtest --list | more
Daha fazlasını öğrenmek için:
$ speedtest --help
komutlarını verebilirsiniz. Kolay gelsin.
Microsoft arızasının ardında “tekelleşme” tehlikesi öngörülüyor
Bilindiği gibi, birkaç gün önce yaptığımız “CrowdStrike kaynaklı global kesintinin nedeni güncelleme ‘kusuru’ olarak açıklanıyor” başlıklı haber ile CrowdStrike kaynaklı global kesintinin nedeninin güncelleme ‘kusuru’ olarak açıklandığını haber yapmıştık. Microsoft‘a siber güvenlik hizmeti veren CrowdStrike, dünya çapında bankacılık ve havacılık dahil olmak üzere pek çok sektörü olumsuz etkileyen bilgi sistemleri kesintisinin Microsoft Windows cihazlarına yönelik içerik güncellemesindeki bir “kusurdan” kaynaklandığını duyurmuştu. Bu küresel yazılım arızası, dünya genelinde büyük bir yıkıma yol açtı, uçuşları durdurdu ve hastanelerden devlet kurumlarına kadar her şeyi aksattı. Bu, akla tek bir soru getirdi: Microsoft Windows yazılımına yönelik hatalı bir güncelleme sosyal hayatın büyük bölümünü nasıl durma noktasına getirdi? ABD merkezli teknoloji şirketi Microsoft’un sisteminde yaşanan ve pek çok sektörü etkileyen problem; Almanya, İngiltere, ABD, Avusturalya başta olmak üzere havalimanlarında şirketin internet üzerinden sunduğu hizmetlerin neredeyse tamamen çöktüğünü gösterdi. Bankalar ve hastane sistemlerinde de büyük kesintiler yaşandı.Bilindiği gibi, problem, Microsoft da dahil olmak üzere küresel teknoloji sektörünün güvendiği CrowdStrike adlı bir siber güvenlik firmasından kaynaklanmıştı. CrowdStrike’nin, hatalı bir güncellemesiyle Microsoft sistemleri ve Windows PC’ler “mavi ekran” vermeye başlayarak kullanılamaz hale geldiler.
Avrupa ve ABD genelinde önemli bir pazar gücüne sahip olan Microsoft’un bu arızasından sadece bilgisayarlar değil, sunucular ve sistemler de etkilendi. Bulut altyapısının Microsoft gibi çok güçlü şirketlere dayanması ve bu şirketlerin de firmaları, hizmetleri ve teklifleri giderek daralan bir seçenek yelpazesine yoğunlaştırmasının sorunun temelini oluşturduğu ifade ediliyor.
Hatırlanacağı gibi, sık sık tekelci davranışlarla suçlanan bir şirket olan Google, olağandışı bir rol değişikliğiyle Microsoft’a karşı rekabete aykırı uygulamalar iddiasıyla şikayette bulunmuştu. Federal Ticaret Komisyonu’na (FTC) gönderilen bir mektupta yapılan şikayet, Microsoft’u “müşterileri kilitlemek” ve böylece bulut bilişim pazarı üzerinde kontrol sağlamak için haksız lisanslama koşulları kullanmakla suçluyordu.
Google ayrıca, böyle bir kontrolün önemli bir ulusal güvenlik ve siber güvenlik riskini temsil ettiğini ileri sürerek, SolarWinds ihlali de dahil olmak üzere Microsoft ürünlerini içeren ardışık siber saldırıların altını çizmişti. Google, FTC mektubunda suçlamalarını yalnızca Microsoft ile sınırlamamış, Oracle’ın uygulamalarının müşterilere zarar verdiğini de iddia etmişti. Google, Netscape gibi gelişmekte olan şirketlerden gelen rekabeti etkili bir şekilde bastıran Microsoft’un ABD tarihindeki en kötü şöhretli antitröst davalarından birine karıştığı 1990’ları hatırlatıyordu. Hatırlanacağı gibi, hükümet davayı kazanmış ve sonunda Microsoft’u bilgisayar üreticilerinin diğer şirketlerin tarayıcılarını kullanmasına izin vermeye zorlamıştı. Sektörün iki dev şirketi, Microsoft ve Amazon ise, rekabetin “gelişmekte ve son derece dinamik” olduğunu ısrarla öne sürmüşlerdi.
İşte küresel bulut altyapısı hizmetleri pazarının üçte ikisi bu üç şirket tarafından kontrol ediliyor. Bunun da aşılmaz teknik engeller koyarak sağlayıcılar arasında geçişi neredeyse imkansız hale getirdiği ve kullanıcıları kilitlediği ifade ediliyor.Görüldüğü gibi, herkes, aslında sıkıntının ne olduğunu biliyor ama çaresiz bir biçimde olanları izliyor. Tekelleşmiş şirketler ise, diğer kurumları domine ettikleri pazardan dışarı atıyor ve rakipleri için angajman koşullarını, yerleşik devleri tehdit etmeyecek şekilde yeniden tasarlıyor. Yani, CrowdStrike’ın genel müdürü George Kurtz, servetinin ciddi bir kısmını kaybetmiş olabilir, nasılsa bu servet ona geri dönecek. Microsoft ve CrowdStrike bazı müşterilerini ve işlerini kaybetmiş olabilir, şüphesiz ki bir veya iki yıl içinde elde ettiklerinden daha fazlasını kazanacaklar. Bu tekelleşme, pek çok kişi ve kuruluşu elbette ki risk altında bırakıyor. Bu olay, ulusal güvenliğin sağlanması ve dışa bağımlılığın azaltılması açısından kritik öneme sahip olan yerli yazılım kullanımının önemini bir kez daha gündeme getiriyor. Başta THY olmak üzere, ülkemizde bu durumdan etkilenen kuruluşlar, örneğin Pardus kullanıyor olsalardı, bu tür sorunlar yaşamayacaklardı.
Konuya ilişkin olarak, ntv.com.tr’de yayımlanan yazıyı incelemenizi öneririm. Tabii, Linux Kullanıcıları Derneği’nin (LKD) konuya ilişkin yazısını mutlaka okumalısınız.
Debian GNU/Linux 30 yaşında: Happy birthday Debian!
Hatırlanacağı gibi Temmuz’da halen aktif olarak sürdürülen en eski GNU/Linux dağıtımı olan Slackware‘in 30. yıl dönümünü kutlamıştık. Artık Debian GNU/Linux‘un 30. yıl dönümünü kutlayabiliriz. Debian GNU/Linux’un doğum günü, aslında her yıl DebianDay adıyla kutlanıyor. Ian Murdock’un 16 Ağustos 1993’te Debian projesini duyurmasının ve bir ay sonra 15 Eylül 1993’te Debian GNU/Linux’un ilk sürümünün “evrensel işletim sistemini” geliştirmek amacıyla duyurulmasının üzerinden 30 yıl geçmiş bulunuyor. 30 yıl sonra milyonlarca kullanıcı, ya doğrudan Debian GNU/Linux’u kullanıyor ya da Knoppix, Mepis, Pardus, Parsix, Ubuntu, Linux Mint, Peppermint OS ve Xandros gibi çok sayıda türevi sistemlerden birini kullanıyor. AMD64, ARM, DEC Alpha, i386, IA-64, PowerPC, SPARC, MIPS, HPPA, S390 pek çok mimariye destek veren Debian GNU/Linux; en son RISC-V 64-Bit ve LoongArch mimarilerine de destek vermiştir. Sistem; GNOME, KDE Plasma, Xfce, Cinnamon, Mate, LXDE, Lxqt gibi çok çeşitli masaüstü ortamlarıyla birlikte kullanılabilmektedir.
Debian Projesi’nin arkasındaki ekibe mutlu bir doğum günü diliyoruz. Debian’ın doğum günüyle ilgili etkinliklerin Belçika, Bolivya, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Portekiz ve Türkiye gibi ülkelerde gerçekleştirileceğini belirtelim. Debian GNU/Linux’un en son sürümü, “Bookworm” kod adlı 12 sürümüdür. Doğum günün kutlu olsun Debian! Happy birthday Debian!
Pardus 16 yaşında
Tam 16 yıl önce, 27 Aralık 2005 tarihinde ilk kararlı sürümü duyurulan Pardus, 16 yaşında. 16 yıl boyunca değişik biçimlerde geliştirilen Pardus, başlangıçta kendine özgü PİSİ paket yöneticisiyle çıkmış ve herhangi bir başka dağıtıma dayalı olarak gelmemişti. O zamanlar KDE Plasma masaüsütü ortamıyla kullanıma sunulan Pardus, günümüzde Debian GNU/Linux tabanlı olarak ve varsayılan olarak öncelikle UNIX benzeri işletim sistemleri için hafif bir masaüstü ortamı olan Xfce ve sonra GNOME masaüstü ortamlarıyla kullanıma sunuluyor. Doğal olarak, Debian GNU/Linux tarafından üretilip kullanılan .DEB paket yöneticisiyle geliyor. Günümüzde TÜBİTAK ve ULAKBİM tarafından ortaklaşa geliştirilen Pardus’un son sürümü, 21 Aralık 2021‘de duyurulan 21.1’dir.
Pardus XFCE kitabı yayımlandı
Pardus‘un özgür yazılım, açık kaynak, GNU/Linux ve masaüstü ortamları hakkında kısa ve öz bilgiler ile Pardus ile ön tanımlı olarak gelen XFCE masaüstü ortamının kullanımını içeren Pardus XFCE kitabı yayımlanmış bulunuyor. GNU/Linux sistemler, masaüstü ortamlarıyla kullanıcı karşısına çıkıyorlar ve bu sayede, kullanıcıya geniş yetenekler sunulmakta ve özelleştirme imkanı sağlanmaktadır. Pardus, XFCE masaüstü ortamını temel alarak kullanıma sunulduğu için, bu kitapta, XFCE masaüstü ortamının kullanımı esas alınmıştır. Bu yapılırken, özgür ve açık kaynak kodlu yazılım konusu da ele alınmış; neden kullanılan sistemin, özgür bir sistem olması gerektiği sorunsalına da değinilmiştir.
Pardus XFCE kitabnı okumak ya da edinmek için buradan yararlanabilirsiniz.