Özgür Yazılım hareketi 1983’de başlayan ve kullanıcıların yazılımları çalıştırma, anlama, değiştirme ve değiştirdikleri halini dağıtma özgürlüklerini savunan bir harekettir. Açık Kaynak ise neredeyse aynı ilkeleri farklı ifadelerle savunan ve 1998’de ortaya çıkan, özgür yazılım topluluğunun içinden çıkan bir oluşumdur. Özgür Yazılım hareketinin başlatıcısı Stallman açık kaynağı bir yazılım geliştirme metodolojisi, özgür yazılımı ise bir sosyal hareket olarak görmektedir. Stallman uzun yıllardır neden kendisini bir açık kaynak savunucusu olarak kabul etmediğini yazılarıyla ve konuşmalarıyla anlatıyor olsa da çok fazla anlaşıldığı söylenemez. Bu yazıda ikisi arasında bir fark var mı ve biz hangi ifadeyi kullanmalıyız konularını tartışmak istiyorum.
Continue Reading →
Lisans
Bir yazılımla ne yapabileceğinizi belirleyen şey onun özgür yazılım veya açık kaynak olması değil o yazılımın kullandığı lisanstır. Temel kavramları aynı bile olsa her özgür yazılım lisansı aynı kullanım şartlarını sunmaz. Watcom ı gibi neredeyse kimsenin kullanmadığı lisansları bir tarafa bırakırsak bütün açık kaynak yazılım lisanslarının aynı zamanda özgür yazılım lisansı olarak kabul edildiğini görürüz. Konuya lisanslar açısından bakınca özgür yazılımlar ile açık kaynak yazılımlar arasında bir fark yoktur [3].
Yanlış anlamalar
Türkçe konuşan insanlar olarak “free software” ifadesinde yaşanan “bedava” mı “özgür” mü karışıklığını yaşamıyor olmamıza rağmen “open source” yazılım denildiğinde sadece kaynak kodu açık olan yazılımın anlaşılması gibi sorunla, İngilizce konuşanlar gibi, karşı karşıya kalıyoruz. Özgür yazılım denildiğinde arkasında yazılımın ve kullanıcıların özgürlüklerini önemseyen, onun için mücadele eden bir felsefe olduğunu anlamak kolay olmasına rağmen maalesef onun hakkında da kafa karışıklığı az değil. Genel Kamu Lisansı (GPL) en bilinen özgür yazılım lisanslarının başında geliyor olmasına rağmen tek özgür yazılım lisansı değil. GPL özgür yazılımın dört şartına ek olarak Copyleft kavramını da kullanmaktadır. Özgür yazılımın şartları yazılımı sizin nasıl haklarla edineceğinizi belirlerken Copyleft onu nasıl dağıtmanız gerektiğini söyler. Yani Copyleft özelliğine sahip bir lisansla lisanslanmış bir yazılımı yine aynı şartlarla dağıtmanız gerekir [1]. Bütün özgür yazılım lisanslarının böyle bir zorunluluğu olmamasına rağmen maalesef genel kanı bu yönde ülkemizde.
Açık kaynak ise ülkemizde en az anlaşılan kavramlardan biri. Bunda adının yaptığı çağrışımın etkisi de büyük elbette. Hem kullanıcılar, hem de önemli miktarda geliştirici bir yazılımın kaynak kodunu görebildiğinde onu açık kaynak sanmak gibi bir kavramsal hataya düşüyor [2]. Github benzeri bir kod barındırma ortamına yazılımının kaynak kodlarını koyan bir yazılımcı onun hemen açık kaynak olduğu yanılgısına kapılıyor.
Açık kaynak yanlış anlaşılmaya çok müsait olduğundan açık kaynak ifadesini her kullandığımızda onun kaynağı açık olan yazılım anlamına gelmediğini ve mevcut 10 şartını anlatmak oldukça zor bir iştir. Bunu yapmadığımızda hem özgür yazılım hem de açık kaynak hareketlerinin uğraştıkları konuları önemsememiş oluruz. Özgür yazılım dediğimizde birilerinin kafasını karıştırma riski oldukça düşüktür. Günümüzde gittikçe artan bir hızla özel mülk yazılımların da kaynak kodlarının açıldığını hesaba katarak, insanları yanlış yönlendirmemek için açık kaynak yerine özgür yazılım ifadesini kullanmak daha doğru bir hareket olacaktır.
Düşmanımız açık kaynak değil özel mülk yazılımdır
Özgür yazılım taraftarları olarak sıklıkla açık kaynak ifadesini özgür yazılım olarak düzeltiyoruz. Bunu kafa karışıklığına neden olmamak için yaptığımız halde, istemeden de olsa, sanki açık kaynağın kötü bir şey olduğu algısını da yaratabiliyoruz. Halbuki durum böyle değil. Özgür yazılım ve açık kaynak hareketleri kullanıcıların özgürlüklerini savunan hareketlerdir. Biz özgür yazılım savunucuları açık kaynağı düşman olarak görmeyiz. Hem özgür yazılımın hem de açık kaynak yazılımın insanlık için kötü olarak kabul ettiği yazılımlar özgür olmayan (özel mülk) yazılımlardır.
We in the free software movement don’t think of the open source camp as an enemy; the enemy is proprietary (nonfree) software.
[1] http://www.nyucel.com/2017/05/genel-kamu-lisansnn-gpl-onemli-fark.html
[2] http://www.nyucel.com/2017/05/ack-kaynak-sadece-kaynak-koda-erisim.html
[3] http://www.nyucel.com/2017/05/ozgur-yazlm-m-ack-kaynak-m-1.html
Necdet Yücel 28 Mayıs 2017
gezegen.linux.org.tr